AKSARAY-LALELİ GECE HAYATI

AKSARAY-LALELİ GECE HAYATI

Aksaray’da gece Hayatı

Ne zamandır istiyordum, şöyle Aksaray piyasasının altından girip üstünden çıkayım diye. Eğer Taksim, Kuruçeşme, Ortaköy, Etiler eğlencesinin müşterisiyseniz burası bambaşka bir dünya. Kendi kuralları, kendi starları, kendi müdavimleri var. Üstelik son derece değişmiş artık, Kuzey Avrupa’dan hanımlar ağırlamakla övünüyorlar. İşte fiyatlı-tarifli Aksaray cumhuriyeti gece alemi.

Aksarayda gece

Devletin resmi pavyonu gibi internette hayran grupları var

ANA CADDE

Aksaray eğlencesinin bel kemiği, meydandan Yenikapı’ya doğru inen ana cadde. People, Big Pub, Havana, Küçük Ev, Efsane, Aremix ve Nokta gibi mekanların ışıklı, büyük tabelaları dizili yan yana. İçlerinde en meşhuru Bacardi Kulüp. İnternette hayran grupları kurulmuş. Bacardi’ye devletin resmi pavyonu bile diyebilirsiniz, çünkü İstanbul Valiliği bile adres-telefon bilgilerine link veriyor. Ne olur ne olmaz diye cukkamız sağlam, Bacardi’ye giriyoruz.
İçi düğün salonu gibi, kocaman. Büyükçe bir pistin üzerinde her renkten, her kıyafetten, her danstan kadın var. Kimi sadece olduğu yerde sallanıyor, kimi en erotik marifetlerini sergiliyor. Bütün masaların yönü, yüksekteki piste dönük. Müşteriler kadınları izliyor, içlerinden birini beğenmeye çalışıyor. Fotomuhabir arkadaşımla Filorina isimli bir hanımı gözümüze kestiriyoruz.
Ama yanına gidip “tanışabilir miyiz, ben Savaş” deyince, “ben de Florina, byeee” deyip beni pistte bırakıp gidiveriyor. Meğer başkasıyla anlaşmış.
İkinci hedefimiz Daniela. 26 yaşında, Moldovyalı. Gayet iyi Türkçe konuşuyor. İstanbul kariyerine tekstille başlamış sonra bu işe kaymış. Gündüz başka iş yapmıyor. İçkisini ısmarlıyoruz, masada sohbet ediyoruz. Gecenin tamama ermesi için otel parası hariç 200 dolar istiyor Daniela. “Bildiğin temiz otel var mı” diyorum, ayarlayabiliyor, onun için de ekstradan 100-150 lira lazım. Daniela’yı “acil işimiz çıktı, bizim gitmemiz lazım” deyip ekiyoruz. Kredi kartı geçmiyor, çıkarken onun içkisi dahil 200 lira hesap ödüyoruz.

Fight Club gibi Bacardi Club

MÜDAVİMLERİ İNTERNETTE RACONUNU ANLATIYOR

1. Nasıl Dövüş Kulübü filminde “İlk kural: Dövüş Külübü’nden asla bahsetmeyeceksin” deniyorsa, Bacardi Club’ın ilk, ikinci ve üçüncü kuralı “Bacardi Club’tan asla bahsetmeyeceksin”.
4. Bir heyecandır, bir duygu silsilesidir Bacardi’ye gitmek… Vatan Caddesi’nden aşağı inerken başlar gözlerdeki parıltı, cepteki paranın hesabı ve başlangıç seviyesindeki Rusça bilgisinin tekrarı…
5. Yenikapı istikametine döner dönmez sağ taraftaki araba yoğunluğundan anlarsın Bacardi’ye geldiğini. Abartmıyorum kaç kez Ferrari’ler gördüm kapıda. Zaten Bacardi, alemin Real Madrid’idir.
6. Giriş için en ideal saat 23.00’tür. 01.00 sularında en keyifsiz kısım olan dansöz vardır ve yaklaşık 30 dakika sürer. Ön masada oturuyorsan ve dansözün musallat olmasını istemiyorsan bunu garson arkadaşlara iletmen gerekir.
7. İçki siparişi alınınca masaya gelen meyve tabaklarını görünce telaşlanma. İstesen de istemesen de, yesen de yemesen de o tabaklar hesaba yansıyacak.
8. Sahnedeki hanımlarla diyaloğa girmenin iki yolu var: 1) Masaya çağırmak 2) Direkt sahneye çıkıp muhabbet etmek. Ama masalarda oturan müşterilerin sayısız küfrünü yersin haberin olsun: “Ulan ben bu herifi mi seyretmeye geldim buraya!”
9. Müşteri profili ağırlıkla tekstil sektöründen ama zaman zaman bürokrasiden hatta siyasetten gelenler de göreceksin. Ama Ankara’nın dejenere olmuş bakan çocuğu, müteahhit oğlu, aşiret bilmemnesi gibi masandaki kadına şampanya (gazlı su) patlatmak, ortalığı gül bahçesine çevirmek, görgüsüzlükten başka bir şey değil, unutma.
10. En güzel kıza mümkün mertebe yaklaşma. Aşık olup bir ay içinde tarlayı-bağı-bahçeyi satabilirsin. Her kültablası değiştirene, her sigaranı yakana istese de bahşiş verme. Çıkarkan sana en çok hizmet eden çocuğa bir onluk versen yeter. Çıkışta vestiyere bir onluk ve arabanla gelmişsen valeye bir onluk daha ayır.

CADDENİN SAĞ TARAFI
Kızların masasında mum yanıyor tanışmak medeni cesarete bakıyor

Ana caddeden sağ taraftaki sokaklara girince, Sultan, Bodrum, Özer, Casablanca, Laguna, Rio, Arizona, Belly’s, Fallow Me, İmparator, Ekol, Pluton, Gold, Çakmak, Modül, Damla gibi 15-20 kadar mekan var. Damla Club’ın önüne geldiğimizde kapısındaki görevli önce fiyatlarının ne kadar uygun olduğunu anlatıyor. “Bir içki 8 lira abi, girin bir bakın ortama. Çok beğeneceksiniz. Al istediğini çık…” diyor.
İçeri giriyoruz. Tıklım tıklım dolu. Yaş ortalaması 25-40. Ortada bir dans pisti, etrafında loca ve masalar var. Kimisi erkek erkeğe eğleniyor ama çoğunluk masaya konsomatrist davet etmiş. Aslında buradaki hanımlara konsomatrist demek yanlış. Çünkü mekanla bir alakaları yok. Garsonlar da tanıştırma işine bulaşmıyor, “onlar da müşteri, siz de müşteri; kendiniz tanışıp anlaşın abi” diyorlar.
Boştaki hanımlar ikişerli üçerli olarak masalarda. Boş olduklarını nereden mi anlıyorsunuz? Onların masalarında mutlaka bir mum yanıyor. Böylece disko ortamında hanımların yüzlerini daha iyi seçebiliyorsunuz. Mumların bir yararı da içerideki sigara dumanını temizlemesi. Girerken bir içki 8 lira demişlerdi ama çıkarken 1 bira 1 rakıya 70 lira hesap geliyor. İtirazın hiç anlamı yok; masaya koydukları çerez-meyve ile tamamlıyorlar rakamı.

CADDENİN SOL TARAFI
Çığırtkan sistemi işliyor pavyondan sonra diskoya çıkılıyor

Ana caddenin iki yakası birbirinden tamamen farklı. Aksaray Meydan’dan Kumkapı istikametine inerken sağ taraf lüks, sol taraf daha köhne. Sol kanattaki Laleli ve Eurasia adlı efsane mekanlar kapanmış. Aynı sokak içinde Irmak Disko, Buseli, Melodi Bar, Martini, Rossia gibi sağlı sollu 7-8 tane mekan sıralanmış. En eli yüzü düzgünü Buseli gibi geldi gözüme.
Bu yakada karşı tarafın aksine çığırtkan sistemi işliyor. Çığırtkanların alan paylaşması var. Yolun sol tarafındaki müşteriler soldaki, sağ tarafındakiler karşı dükkanın çığırtkanına ait. Bizim gibi tam ortadan yürüyorsanız iki kolunuzu iki çığırtkan çekiştiriyor: “Abi gel bir dakika bu tarafa, ya bir gel, bak bir şey anlatacağım” diye. Sonra kendi dükkanının marifetlerini, diğerlerinin ne kadar kazıkçı olduklarını saymaya başlıyor. Caddenin bu tarafında eğlence sistemi de farklı. Mekanlar iki katlı. Saat 12.00-01.00’e kadar sanatçı eşliğinde giriş kattaki pavyonda eğleniliyor. Sonra ya üst kattaki ya da alt kattaki kırmızı neon ışıklı diskolara geçiliyor.
Sokağın başında, Slav tipli bir kadının zorla arabaya bindirildiğine şahit oluyoruz. Dükkan görevlisi kadını “Ne demek gitmem kızım, tanıdık müşteri” diyerek otomobilin içine itiyor. Mekan çalışanları aynı zamanda korsan taksicilik de yapıyorlar. Çıkışta “ne tarafa abi” diye soruluyor. “Filanca otel” diyorsunuz. Abi 10 liraya götürürüm” diyorlar, mekan kapısından direkt biniyorsunuz, taksi için caddeye kadar yürümüyorsunuz. Yürümeyi tercih edenler mutlaka 7×24 açık olan Tatseven restoranda mola veriyor. Bıldırcın ve kuzu çevirme satıyorlar. Kuzunun tamamını alan oluyormuş, bütünü 650 lira.

Bu yazıyı paylaş

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir